Uzak bir köyde, yaşlı bir bilge dede yaşarmış. Bu görmüş geçirmiş kişi, çok iyi kalpli ve eğlenceli biriymiş. Her akşam köyün çocukları yemeklerini yedikten sonra onları ateşin başına toplar ve onlara masallar anlatırmış. Uzun kış gecelerinde çocuklara mısır patlatıp birlikte mısır yerken başından geçen anıları paylaşırmış. Köyün bütün çocukları kendisini çok severmiş.
Her gün çocukları toplayarak hayvan beslemeye götürürmüş. Bütün hayvanlar dede ve çocukları gördüğünde çok mutlu olur, etrafında dönerlermiş. Bu iyilik hareketi, elbette çocukları çok etkiliyormuş. Çocuklar dedeyle birlikte bol bol gezip yeni şeyler öğreniyormuş. Aileleri de dedenin çocuklarla ilgilenmesinden çok memnunmuş. Hepsi bir araya gelip birlikte vakit geçirirken zaman su gibi akıp gidiyormuş.
Bilge dede zaman geçtikçe elbette yaşlanmaya başlamış. Hastalandığı için artık eskisi gibi çocuklarla vakit geçiremiyormuş. Bu da çocukları bir hayli üzmekteymiş. Dedelerine bir şey olduğunda ne yapacaklarını kara kara düşünür olmuşlar. İyileşmesi için hepsi dua ediyorlarmış. Dede artık iyice hastalanmış ve yatağa düşmüş. Bu yüzden çocukları yanına çağırmış.
Çocuklar dedelerinin yanına gittiklerinde ağlamaya başlamışlar. Dede, çocuklara ağlamamalarını, her zaman onlara öğrettiklerini uygulamalarını istediğini söylemiş. Birlikte geçirdikleri güzel günleri ve yaptıkları iyilikleri hiçbir zaman unutmamalarını dile getirmiş. Çocuklar, dedelerine onu unutmayacaklarına dair söz vermişler. Öğrettiği her şeyi o olmasa da yapacaklarını belirtmişler. Yaşlı bilge, bu duyduklarına çok sevinmiş.
Dede, ertesi gün dünyadan göçüp gitmiş. Çocuklar her ne kadar üzgün olsalar bile, bilge adamın başlattığı her iyilik hareketini uygulamaya karar vermişler. Önce köydeki yaşlı ve hasta insanların bir ihtiyaçları olup olmadığını sormuşlar her gün. Sonra ormanda ne kadar karnı acıkmış hayvan varsa hepsini beslemeye koyulmuşlar.
Bilgenin onlara öğrettiği her şeyi büyüdükçe de kesinlikle unutmadan yerine getirmişler. Bu durumdan öyle mutluymuşlar ki iyilik hareketi dalga dalga yayılıvermiş. Tıpkı bilgenin onlara öğrettiği gibi onlar da kendilerinden sonra gelen çocuklara bu erdemli davranışları öğretmişler. Köy bundan çok mutluymuş. Bilge dedenin ismi köyde çok büyük bir okula verilmiş. Böylece anısı sonsuza kadar yaşamış.